Ubud’da başlıyor her şey. Burada kendini doğanın içinde, huzurun tam ortasında buluyorsun. Sabah erken saatlerde Taman Beji Griya’da geleneksel melukat arınma ritüeline katılmanı öneririm. Burası gerçekten hem ruhunu hem bedenini arındırdığın, sakinliğin ve dinginliğin adresi. Erken git, kalabalık olmadan bu deneyimi yaşamak çok kıymetli.
Sonra mutlaka Monkey Forest’a uğra; maymunlarla dolu bu orman, hem eğlenceli hem de doğayla iç içe huzurlu bir yürüyüş sunuyor. Ubud merkezde sanat galerileri ve butik mağazalar seni bekliyor. Buralarda kaybolurken ruhun şenleniyor.
Öğle yemeklerinde Kebun Bistro ve Simply Social gibi yerler favorim, vegan ya da hafif seçenekler için Clean Cafe’yi çok seviyorum. Burası o kadar huzurlu ki sadece bir şeyler içmek için bile gidilir. Akşamları Sayan House’da gün batımını izlerken yemek yemek kesinlikle unutulmaz.
Ubud’un gastronomi sahnesinde Mozaic Fine Dining ve Locavore gibi dünya çapında ünlü, fine dining konseptinde restoranlar var. Buralarda Bali’nin en kaliteli ve yaratıcı tatlarını deneyimleyebilirsin; kesinlikle listeye eklemelisin.
Bir başka değişik ve eğlenceli deneyim isteyenlere Merlin’s Restaurant’ı öneririm; burası tarot kartı çekip ona göre menü sunan oldukça sıra dışı ve merak uyandıran bir konsept.
Sabahları yoga yapmak istersen Yoga Barn ya da Alchemy Yoga harika. Masaj içinse K Club’ın spa’sı bambaşka bir deneyim sunuyor. Bir gününü mutlaka Pyramids of Chi’de sound healing ile taçlandırmanı öneririm. Ruhunu müziğin iyileştirici gücüne bırakmak harika.
Ubud, sadece ruhunu dinlendirmek için değil, doğa ve macera severler için de harika fırsatlar sunuyor. Mount Batur’da gün doğumunu izlemek mutlaka yapılması gereken deneyimlerden. Gece çok erken saatlerde başlayan turlar, yaklaşık 1.5 saatlik yürüyüşün ardından eşsiz bir manzara sunuyor.
Tegallalang Pirinç Terasları ise hem yürüyüş hem de harika fotoğraf fırsatları için ideal. Burada ayrıca Alas Harum ya da Tegallalang çevresindeki salıncaklarda zaman geçirip, Bali’nin tropik doğasının tadını çıkarabilirsin. Alas Harum’da ayrıca luwak kahve tadımı yapabilir, doğal havuzlarda serinleyebilir ve keyifli bir öğleden sonra geçirebilirsin.
Doğa ve vahşi yaşam deneyimini artırmak isteyenler için Bali Elephant Park ya da fil parkları da Ubud yakınlarında bulunuyor. Bu parkta fillerle vakit geçirip onları yakından tanıyabilirsin.
Tapınak ve kültür meraklıları için, Ubud çevresinde Tirta Empul, Goa Gajah gibi kutsal tapınaklar bulunuyor. Ayrıca, Bali’nin kalbi sayılan tapınaklar arasında yer alan Besakih ve doğa ile kültürün birleştiği Tapsaî gibi daha uzak ama mutlaka görülmesi gereken yerleri de ziyaret etmek harika olur.
Ubud’dan Sanur Limanı’na arabayla yaklaşık 1 saatlik keyifli bir yolculuk sonrası, hızlı teknelerle yaklaşık 45 dakika içinde Nusa Penida’ya ulaşıyorsun. Burası doğanın büyüsünü hissettiğin, bakir ve sakin koylarıyla huzur bulabileceğin özel bir ada.
Nusa Penida, özellikle dalış meraklıları için gerçek bir cennet. Dünyaca ünlü Manta Point, manta vatozlarıyla dalış ve şnorkel yapmak için birebir. Ayrıca zengin su altı dünyası ve mercan resifleriyle dalış deneyimin unutulmaz olacak.
Adada mutlaka görmen gereken yerler arasında Kelingking Beach’in o meşhur kartal gagası şeklindeki kayalıkları var. Fotoğraf tutkunları için kaçırılmayacak bir manzara. Broken Beach ve Angel’s Billabong ise doğanın diğer büyüleyici güzellikleri.
Öğle yemekleri için Amok Sunset ya da Secret Penida Café gibi sakin ve lezzetli durakları tercih edebilirsin. Konaklama olarak ise doğa ile iç içe ama konforlu seçenekler arıyorsan Semaya Beach Resort, Maua Nusa Penida ya da Pramana Natura otellerini öneririm.
Nusa Penida, hem doğa yürüyüşleri hem de su altı macerası arayanlar için ideal bir durak.
Nusa Penida’dan Sanur’a dönüşün ardından, hızlı teknelerle yaklaşık 2 ila 2.5 saat süren bir yolculukla Gili Trawangan’a ulaşıyorsun. Gili T, adanın en canlı ve hareketli noktası. Burada hem berrak denizin keyfini çıkarabilir, hem de sosyal hayatın kalbine adım atabilirsin.
Gili Trawangan’da bisiklet kiralayarak adayı kolayca keşfedebilirsin çünkü motor ya da araba yok. Sahil boyunca uzanan barlar ve kafelerde akşamları canlı müzik ve DJ performansları sık sık oluyor. Özellikle Tîr Na Nóg ve Sama Sama Bar gibi mekanlar geceyi renklendiren favori duraklar arasında. İster rahat bir kokteyl eşliğinde gün batımını izle, istersen gece geç saatlere kadar dans et.
Eğer biraz daha sakin bir ortam istersen, Gili Trawangan’dan kısa bir tekne yolculuğuyla (yaklaşık 15-20 dakika) Gili Air’e geçebilirsin. Gili Air, Gili T’ye göre daha sakin ve huzurlu, ideal dinlenme ve doğayla iç içe vakit geçirmek için mükemmel. Burada hamakta sallanabilir, sahil boyunca yürüyüş yapabilir ya da küçük butik kafelerde deniz manzarası eşliğinde kahveni yudumlayabilirsin.
Gili Air’de konaklamak isteyenler için Pelangi Cottages çok güzel bir tercih; hem sıcak ev ortamı sunuyor, hem de mutfağı oldukça başarılı. Ayrıca adada bisikletle rahatlıkla gezebilirsin.
Gili Adaları, dalış ve şnorkel meraklıları için de bir cennet. Özellikle kaplumbağalarla yüzmek, rengarenk mercan resiflerini keşfetmek için harika noktalar var. Gili Trawangan’da veya Gili Air’de çeşitli dalış okullarından turlar ayarlayabilir, su altı dünyasının tadını çıkarabilirsin.
Padangbai Limanı’ndan yaklaşık 2,5 saatlik bir araba yolculuğuyla Uluwatu’ya ulaşıyorsun. Bu bölge, Bali’nin dramatik falezleriyle ünlü. Okyanusa doğru uzanan Uluwatu Tapınağı, gün batımında özellikle etkileyici bir atmosfere bürünüyor. Tapınaktaki Kecak Dansı gösterisi izlemek istersen izleyebilirsin; oldukça bilinen bir deneyim ama benim için olmazsa olmazlardan değil.
Uluwatu’nun plajları, hem doğası hem de enerjisiyle farklı hisler yaratıyor. Padang Padang, Thomas Beach ve Suluban Beach, yüzmek, güneşlenmek ve okyanusla baş başa kalmak için harika duraklar. Suluban aynı zamanda sörfçülerin uğrak yeri ve doğal kaya geçitleriyle oldukça karakteristik.
Akşam saatlerinde Uluwatu’da gün batımını izlemek gerçekten büyülü bir deneyim. Özellikle Single Fin Bali, falezlerin üzerinde yer aldığı konumuyla bu anı daha da özel kılıyor. Daha alternatif bir akşam geçirmek istersen, Savaya Bali’ye uğrayabilirsin. Eğlence dünyasında oldukça bilinen bir yer ve uluslararası DJ performanslarına ev sahipliği yapıyor. Takvimlerini takip ederek keyifli bir etkinliğe denk gelmen mümkün.
Konaklama açısından Uluwatu’da her zevke uygun seçenek var. Doğayla bütünleşmek istersen Gravity Eco Boutique Hotel, göz alıcı manzaralar eşliğinde lüksü deneyimlemek istersen de The Edge Bali ya da Six Senses Uluwatu tercih edilebilir.
Bali’deki son günlerinde seni hareketli ama bir o kadar da keyifli bir program bekliyor. Canggu’ya yaklaşık 1.5 saatlik bir transferle ulaşarak, sakin ama enerjik bu bölgenin sokaklarını keşfetmekle başlayabilirsin. Burada mutlaka Crate Cafe’de öğle yemeği molası ver; taze kahveleri ve sağlıklı menüsüyle favorilerimden.
Ardından, Bali’nin ikonik simgelerinden biri olan Tanah Lot Tapınağı’na uğrayarak deniz kıyısındaki bu mistik tapınağın huzurunu hissetmeyi unutma. Akşam yemeği için ise Bella Canggu’yu öneriyorum. Mutfağında Türk bir şefin imzası olan bu restoran, Bali’de en beğendiğim restoranlardan biri.
Konaklama için Seminyak bölgesinde, konfor ve lüksü bir arada sunan The Oberoi Seminyak veya Alila Seminyak ideal. Seminyak ve Canggu birbirine yakın olduğu için tek bir noktada kalmak ulaşım açısından çok rahat oluyor. Eğer daha butik ve samimi bir ortam arıyorsan, Canggu’da Maja Canggu ve Belajar Bali otellerine göz atabilirsin.
Ertesi gün sahil boyunca uzun yürüyüşler yapabilir, okyanusun tadını çıkarabilirsin. Seminyak sokaklarında dolaşırken karşına çıkacak birbirinden güzel butik mağazalarda alışveriş yapabilir, sonra Bread Yard’da nefis bir kahve molası verebilirsin. Öğlen içinse atmosferiyle öne çıkan Finns Beach Club’ta dinlenmek harika olur.
Yemek konusunda Bali’nin en sevilen adreslerinden birkaçını not etmeni öneririm: Mamasan Bali, KU DE TA, Mexicola, Sardine Restaurant, Uma Garden ve veganlar için harika seçenekler sunan KYND Community. Gece hayatı sevenler için ise Mexicola ve KU DE TA akşam saatlerinde enerjisini arttırıyor, özellikle özel etkinlikler varsa mutlaka uğramalısın. Daha bohem bir gece deneyimi için ise La Favela’yı da kesinlikle tavsiye ederim.
Son günlerinde biraz daha sakinleşmek istersen, otelde SPA yapabilir, havuz veya denizin tadını çıkarabilirsin. Daha sonra Kuta tarafına geçip, Kuta’nın hareketli sokaklarında yürüyüş yapabilir ve plaj barlarında vakit geçirebilirsin. Gün batımını ise Jimbaran’daki ünlü Rock Bar’da izlemek harika bir kapanış olacaktır. Kokteylleri ve atmosferiyle Bali’nin en özel anlarından biri seni bekliyor.
Dilersen dönüş gününe kadar Kuta’yı keşfe devam edebilir ve havalimanına oldukça yakın olduğu için rahatça yolculuğunu planlayabilirsin.
Bali, her zaman kendini yenileyen, çeşit çeşit mutfaklarıyla beni şaşırtan bir yer oldu. Yeni açılan mekanları keşfetmek benim için ayrı bir keyif. Ama çoğunlukla evde kendim yemek yapmayı seviyorum, çünkü Bali’nin sunduğu doğallık ve dinginlik evimdeymişim gibi hissettiriyor.
Konaklama ise sonsuz seçenek sunuyor. Ben daha çok doğaya yakın, huzurlu butik otelleri tercih ediyorum ama Bali’de her zevke uygun, her bütçeye hitap eden çok sayıda alternatif var. Önemli olan senin için neyin değerli olduğuna karar vermek.
Bali, romantik balayı çiftlerinden doğa ve kültür meraklılarına, yoga severlerden macera tutkunu gezginlere kadar herkesin kendine uygun bir şey bulabileceği bir ada. Balayı için özellikle huzur, romantizm ve doğal güzelliği bir arada arayanlar için muhteşem bir tercih.
Bali, her gidişimde bana iyi gelen, ilham veren ve içimi hafifleten bir yer oldu. Bu rehber de, bir arkadaşımın isteğiyle başladığım ama zamanla birçok kişinin kendi yolunu bulmasına ilham olabilecek bir programa dönüştü.
Umarım senin için de Bali, sadece bir seyahat değil; ruhuna dokunan, seni besleyen ve hayalini kurduğun deneyimlerin başlangıcı olur. Her zaman dediğim gibi, en güzel yolculuk insanın içini iyi hissettiren o özel yoldur. Bali de benim için tam olarak öyle bir yer.
